- dis·artik·ig·i
- мед. ампутировать до сустава \dis{·}artik{·}ig{}{·}i{}{·}o ампутация до сустава.
Эсперанто-русский словарь. 2014.
Эсперанто-русский словарь. 2014.
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
List of compositions for horn — This is a selected list of musical compositions that feature a prominent part for (French) horn, sorted by era and then by composer.Baroque*anonymous **Concerto ex Dis for cornu concertato, 2 oboes and basso *Johann Sebastian Bach **Prelude in F … Wikipedia
dışarı — is. 1) Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı Dışarıda yağmur yağıyor. S. F. Abasıyanık 2) Kişinin konutundan ayrı olan yer Dışarıda, çocuklar birdirbir oynamaya dalmışlardı. A. İlhan 3) Yurt dışı Dışarıyla iyi geçiniyorduk, Yunanlılarla az… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Concours Eurovision de la chanson 1999 — 44e Concours Eurovision de la chanson Finale 29 mai 1999 Présentateurs Yigal Ravid Daphna Dekel Sigal Shahamon Télédiffuseur hôte IBA Lieu … Wikipédia en Français
Neden — Album par Candan Erçetin Candan erçetin Neden.jpg Sortie 2002 Genre Pop Producteur Rıza Erekli Label Topkapı Müzik … Wikipédia en Français
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
taç — 1. is., cı, Ar. tāc 1) Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı. 2) Gelinlerin başlarına takılan süs 3) Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ticaret — is., Ar. ticāret 1) Ürün, mal vb. alım satımı Ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı. F. R. Atay 2) Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği Yolcuların çoğu çıkmış, artık ticareti dönüşe bıraktım. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Bu etkinlikle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük